Uzun zamandır yazmıyorum ama henüz bitirdiğim, beni çöküntülere sokan bu anime için üşengeçliği bir kenara bırakabilirim.
Hazır hava kapalı bir Cumartesi günüyken birkaç film izleyeyim dedim. Sağlam bir dram film ararken bu güzel anime-filmle karşılaştım, açtım izledim, bitirdiğimde iyi ki karşılaştım mı desem batsın böyle anime sektörümü desem ne desem bilemedim. Öylesine güzel bir dram filmi.
Animenin kısaca İkinci Dünya Savaşı'nda annesini ve babasını kaybetmiş ağabey-kardeşin hayatta kalma hikayesini anlatıyor. Ağabeyimiz olan Seita, küçük kız kardeşi Setsuko'ya sahip çıkmaya çalışarak bütün film boyunca onu koruyup kolluyor.
-Gerisi Spoiler İçerir-
Filmin ilk etkileyici sahnesi hastane dışında annesinin ölmek üzere olduğunu ve ayrılmak zorunda olduklarını öğrenen Setsuko'nun ağlayışı ve Seita'nın onu eğlendirmeye çalışmasıydı. Filme zaten 'ağlayacağım' diye başlayınca, o bölümde gözlerim doldu taştı. O sıradaki çaresizlik, artık tek başlarına olduklarının farkında olmaları çok etkileyiciydi.
Daha sonrasında kalmak için geldikleri uzak akrabasında istenmemeleri yine iç parçalayıcı sahnelerdendi. Seita'nın gurur yapması, Setsuko'nun da orada yaşamak istememesiyle taşındıkları yeni 'evleri' filmin en güzel sahnelerinden biriydi şüphesiz.
Filmin ana unsurlarındna biri de ateşböcekleriydi. Filmi de en iyi anlatan replik Setsuko'nun "Ateş böcekleri neden bu kadar erken ölmek zorunda?" repliğiydi. Burada çok güzel betimlemeyle insanları, ölen annesini ateş böceğine benzetmiş. Çok sevdim, çok.
Belki benim de kardeşim olduğundan dolayı, bilmiyorum ama Seita'nın ağladığı her sahnede ben de hüngür hüngür ağladım. Onun yükünü omuzlarımda hissettim. Özellikle hasta kardeşi için tarladan yiyecek çaldıktan sonra aşırı hırpalanmış halde Setsuko'yla karşılaştığı bölüm. Kardeşine güçsüz gözükmek istememesi, o an başarısızlığa uğratmış gibi ağlayışı. Büyük çocuk olmanın yükü, kardeşe bakmanın yükü, onu sevmenin, kollamanın yükü. Çok derin bir sahneydi, çok.
En vurucu sahne, benim için, en sonunda Seita'nın Setsuko'yu cenaze için yakmasıydı. Bir tapınakta değil de, kendi evlerinde yakması çok güzeldi. O an Seita'nın ağlamasını beklediğim halde boş boş, derinden bakmasından dolayı ben ağladım onun yerine. Bir aile kaybetmekten çok bir kardeş kaybetmek dünyanın en kötü şeyi, onu anladım.
Animenin çizimleri yayınlandığı döneme göre çok iyiydi. Müzikleri de fena değildi, fakat animenin en duygusal yerlerinde çalan şu güzel şarkı var ki, mükemmel ötesi. Ağlamaya destekleyici.
Genel anlamda animeyi çok çok beğendim, düşündükçe iç sızlatan çok güzel sahnelere sahip. Kesinlikle puanım 10/10.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder